Didem Nur Güngören'in durumlar, kitaplar ve şeyler üzerine, yayınlanmış -bazen de yayınlanmamış- muhtelif edebi yazıları... Tarih aralığı da 1999-2010 gibi... Hepsi bir arada temiz temiz...



Edebiyat ve Sanat, Teori ve Gündem

(Bu yazı yayınlanmadı)

Sanat ve Edebiyat Yazıları Murat Belge’nin daha önce kitaplaşmış olan Edebiyat Yazıları’nın hem bir devamı hem de genişleyerek içine sanat eserlerini (ya da dönemlerini, temalarını) da alan bir inceleme toplamı.

Sanat ve Edebiyat Yazıları, Murat Belge’nin bugün artık çeşitli mecraya yayılmış, alanlar arasında ilmekler ata ata ilerleyen, derinleşen genel eleştirel düşüncesinin, tutumunun son ayağı. Gazete yazılarını ya da zamanında dergilerde kalmış yazılarını bir araya getiren bu kitaptan da daha ilk etapta rahatlıkla şunu anlayabiliriz: Hiç bir alanda sadece o alanın başkalarınca çizilmiş –hele Türkiye’de hayli dar çizilmiş- çerçevesinde kalmayan, her şeyin mahiyetini kendi iç mantığının yanı sıra, toplumsal olanla birlikte kavramaya çalışan bu zihinsel tavır, tam da bugün toplumsal gerilmenin gündemindeki temaların etrafında zaman zaman ne yapacağını bilemeden dolanan okurun ihtiyaç duyduğu sağduyuya sahip.

Türkiye’nin bu geçici gündeminin zihinlerde canlandırdığının aksine Murat Belge edebiyat eleştirisine yazmaya başladığından beri bir ekol gibi katkıda bulundu. Marksist estetik üzerine teziyle başlayan ve “Genesis - Büyük Ulusal Anlatı ve Türklerin Kökeni”nin geçen yıl yayımlanması ile büyük bir virgül konulan süre zarfında metinler üzerinde sürekli kılınan bir çalışma ile Türk Edebiyatı’nın ve hatta en genel anlamıyla edebiyatın Türkiye’de anlaşılmasını, ne’liğinin kavranmasını ve işler hale gelmesini (böyle değilse de nedenlerini) temel alan bir tutum oldu bu. Sanat ve Edebiyat Yazıları’nı okura en kolay yerden açabilecek olan bu tavır, eleştirinin üslubuna da oldukça hakim: Murat Belge’yi radyoda, konferansta dinlemiş olanların okurken de hemen işitecekleri, duymamış olanların ise “konuşur gibi yazmak” rahatlığından (ve böyle yazılmış bir metni okumaktan) ötürü keyif alacakları bir ses bu.

Dil tartışmaları ve Türk Edebiyat’ının bilinen (Sait Faik, Nazım Hikmet, Orhan Veli, Faruk Nafiz Çamlıbel gibi) yazarlarının metinlerinin karşılaştırmalı incelemelerinin yanı sıra Safiye Erol gibi kıyıda kalan yazarların hakkında yazılar kitabın ilk durakları. Bu uzun konaklarda sistematik bir yapının (örneğin Murat Belge’nin metin üzerine kendi eleştirisini konumlamasının) üzerinde eserlerin detaylı çözümlemeleri yer alıyor. Çözümlemelerin dayanağı, yöntem açısından bakıldığında bugün bile hala sanattan ilk bahsedildiği anda anda çoğu kez hemen yitirilen bir bakış açısından gücünü alıyor: formel edebiyat çözümlemesi ile toplumsal eleştirinin arasında sallanarak (belki de Murat Belge’nin de yazdığı gibi, kartezyen düşüncenin burada kök salamamış olmasından ötürü) aslında görmekte zorlandığımız bir gri alan bu. Tam da bir yöntem olarak atlandığı, atlanmaya alışıldığı için malzemenin mahiyetinin gerçekten anlaşılmadığı bir yerde, belki de tam bu nedenle Murat Belge’nin yöneldiği eleştirel yöntem bu.

Divan Edebiyatı üzerine yazdıklarında da, yazıya geçirilmiş söyleşilerinde de aynı yöntemin versiyonlarını görmek rahatlıkla mümkün. Dünya Edebiyatı, arkasından da Sanat Kültür, Estetik kitabın son bölümleri, özellikle sonuncusu müzik üzerine toplumsal geçişlerin tespitiyle birlikte söyleşilerden bile daha kişisel ve keyifli bir alana açılıyor. Yine de bu kitapla ilgili olarak belki de asıl düşünülmesi gereken edebiyatı (/sanatı) ve hayatı bunca ikiye ayırma becerisinin topraklarımızda nasıl olup da bu denli geliştiği ve bu kitabın eklendiği Murat Belge külliyatının nasıl da aksinin mümkün olduğunu hemen ispatladığı. Güncel olanla teorik olan burada elele, rahatlıkla aslında artık başka alanlarda da olabileceği gibi.

Hiç yorum yok: