Didem Nur Güngören'in durumlar, kitaplar ve şeyler üzerine, yayınlanmış -bazen de yayınlanmamış- muhtelif edebi yazıları... Tarih aralığı da 1999-2010 gibi... Hepsi bir arada temiz temiz...



Bartleby İzleğinde Bir Terminoloji

2001 yılının yaz aylarında, benim de içine sonradan dahil olduğum bir avuç “deli bozuk”, bir dergi yayınlama girişiminde bulunmuştuk: Adı Apartman olacaktı. Çeşitli nedenlerden dolayı gerçekleşemeyen bu proje, onu vücuda getirmeye çalışanlara, az ya da çok, bir şeyler kattı. Bu yazı bu proje için yazılan ilk yazı.


Bartleby izleğinde bir terminoloji

“I prefer not to.”

Bartleby.
B.
Ana soru: Neden?

Elimizde bir uzun öykü var: geldiği yerin bile yabancısı olanın öyküsü. Bir çıkış noktası tespit etme çabamız bu öykünün izinde, bu yazı boyunca ilerlemeye çalışacak. B’nin hali, analitik düzlemde, A (-x, -y) olarak konumlanıp, bu halin bir takım durumlara göre ( ‘x ve y eksenine göre’ gibi düşünülerek) karşıtları/ simetrikleri çözümlenmeye çalışılacak. Buradan hareketle ortaya çıkan durumlar için sorular sorulacak. Son kertede B’yi ve diğerlerini konumlamanın son haline varılacak.

- sapak: hep gelinen yer (isteyerek ya da istemeyerek). Sapak hep bir konumlama ekseni, onun nasıl, nereye doğru, neden geçildiğinin sorgulanması ve bulunan yanıtların tutarlılığı/tutarsızlığı hep kendi eksenine göre. Bir soru üreten ve yanıtları kendine ‘göre’ yerleştiren olarak -sapak- için x ve y eksenlerini izlemek olası, sapaktan sapanlar içinse B.’nin hali bir değerlendirme noktası/denek taşı teşkil etmekte.

1. Modern zaman tartışmaları: B.’nin sapaklar karşısındaki katı, kibirli ve (tek bir cümle kurulduğu, eyleme de bununla örtüştüğü için) tutarlı tavrı, bize artık ‘o’ sapağa geldiğimizi ve şimdi bunun karşısındaki seçimimiz uyarınca adımızın ‘sapkın’ A(-x,-y) ya da ‘sâlim’ A(x,y) –Wall Street’teki bitimsiz duvar imgesinin boyutunca- olacağını mı muştular?

2. Ya da toptan reddediş: bunun bir yol olduğunu reddetmek bizi sapakların varlığından, sapkın ya da sâlim olma olasılığından bizi kurtarır mı? Malum, sapak yola dair bir durum, bunun kişiye getirdikleri de yol ve önceki sapakların dönüşlerince, olası sapakların kaygısınca ağır.

2.1 Yolu reddetmek için ağır uyuşturucular gerekmez mi?

3. Bu kez: yol olduğunu kabul edip, yürümeyi reddedenler için sadece şiir ve ölüm seçenekleri mi mevcuttur?*

4. Dahası sapak karşısındaki tekil tavırlar uyarınca ‘psikoloji’, toplu tavırlar uyarınca da ‘sosyoloji’ ayrıca tipolojikler üretmekte ve “devletçikler kurumu silsilesi” de bunları katman tekrar üretip, yerlerine yerleştirmekte değil midir?


-aymak: yukarıda açıklanan/ soru olarak ortaya atılan koordinatlar arası ‘yer değiştirme’ nedeni.


1. yerlemin kişiye getirisi sonucu mu ayılır? (AYYY! ’ ılır?)

2. yoksa sapağa gelince mi (yumurta çatlamak üzere kapıya dayanınca mı) ayılır?

2.1. aydınlanma: bir proje olarak akıl hizmetinde sürekli bir ayma halinin öngörülmesi ve uygulama uğraşısı –hep bir kendi zamanına/değerine/eserine/düşüncesine/düşüne (düş!üne) ayma sürecinin başlatılması.

(Bu sürecin işlemesi ayrı bir başlık/deneme/kitap olabilir, olmuştur. Burası sadece bir terminoloji alanı.)
2.2. aydın: toplu bir aymanın (olması beklenen) olası fişekleyici kişis
2.3. Topluca aymak mümkün mü? Teklice ayanlar neden böyle yalnız?
2.4. Olası bir ayma sonucunda, o ana dek olmuş bulunanlara ne olacaktır?
2.5. Anı nedir?
Bkz. Kırmızı Ot/ Boris Vian.

Ya da tam tersi için bkz. tarih kitapları.
(Burada ‘anı’ nın anlamını, onu yaşayan öznesinden sıyırıp, kolektif bir alana -onu tanımlamak için
ya da nasıl tanımlandığına,
yerleştirildiğine, adının
nasıl konduğuna, ağırlığının
hangi destek noktalarına dağıtılarak
yapı tarafından taşındığına
ve yapının o destek noktalarının
bu ağırlığı taşıyıp taşıyamadığına bakmak için alıyoruz.)


-dönüş: Sapak bize iki tür dönüş sunuyor: -sapaktan sapmak
-sapılandan geriye –sapak noktasına- dönmek

1. sapaktan sapmak halleri için bkz. “sapak”
2. sapılandan geriye –ilk noktaya- dönmek, (aymak sonucunda, yerlemi değiştirmek üzere) bir zımpara kağıdının ten üzerinde işleme sürecini başlatabilir. Durduk yere yer değiştirilmez, söz konusu zarar bir de geri dönüş hali ile ikiye katlanabilir _çünkü zaman akmaktadır (bu işlemin tersi yoktur, sağlaması yapılamaz), sapılandan geriye hareket bile zamanın ilerlemesi sayesindedir. Geriye döndüğünü sanan, zamanın akışı karşısında paniğe kapılabilir, hep bildiğince ilerleyeni geri çeviremeyişince kendi talaşını biriktirmek durumunda kalabilir.

3. Geriye dönüş bir palavra mıdır? İleri marş?


-durmak: burada söz konusu olan sapkın olmanın bir alt başlığı gibi görünmektedir.

Çoğunluk ayma halinden sonra dönüşe geçer gibidir (ya da dönmediğine, ilerlediğine ayıp, kendini ve kendine katarak devam etmektedir.). Durmak tam olarak da B.’nin halidir: yol/ zaman ikilisi sürekli bir ilerlemeyi zorunlu kılar, B ise son bir adımla statikliğe geçmiştir -başı sonu belirsiz bir uzam (Wall Street’teki bürosunda B.’nin arkasından (beyaz) ve önünden (siyah) yükselen duvar ve orada durdukça genişleyen nokta _B.
“ I prefer not to.”

Artık hiçbir şey olmayacak, inat ve sabırla kurumaya duran ağaç gövdesi, hiçbir şey olmayacak olacak.

Bu durumda, bu yazının başındaki –sapak karşısındaki- ikilik (sapkın/sâlim)zamana yenilerek tekleniyor, sapkın da sâlim de sapağa rağmen aynı yola giriyor. Fakat birine ölüm daha yakın _sapkınlığının farkında, duruyor, durmanın tek hal olduğuna onca yürüyüş ve sapak (anısının) ardından ayıyor.Tercihen susuyor. Diğeri kayıplarının (sapakların geçilmesi boyunca), dönüşlerinin izinde yitiyor, avunuyor, avutuluyor, avutuyor –zamanla-, bazen de sızlanıyor. Tercihen hiç sapmıyor.


-İntegralimi al (abi) limit sıfıra gider. mi?

* “İç’ten dış’a (-dışa) doğru yapılan yolculuk -eylemleri sırasında ‘umutsuzluğa düşüp’ gönüllü ölümü seçen arkadaşlara aydan el sallandığına birkaç kez tanık olmamış olsaydık...”M. Irgat.

Hiç yorum yok: