Didem Nur Güngören'in durumlar, kitaplar ve şeyler üzerine, yayınlanmış -bazen de yayınlanmamış- muhtelif edebi yazıları... Tarih aralığı da 1999-2010 gibi... Hepsi bir arada temiz temiz...



Denetimsiz Bir Dünyaya Kaçış

Şair, romancı ve gezgin Cees Nooteboom’un gezi yazıları bu yazın yolculuklarına kaynak oluşturmak üzere, tam zamanında Türkçe’de.

İyi bir gezi yazısı hangi maddelerden oluşmalıdır? Hatta hammaddesi nedir? Öncelikle gezen biri, evet. Sonra? Marco Polo’ya bakarsak gidilmemiş yerlerin keşfine, Evliya Çelebi’ye bakarsak gezilen ve görülenlerin yeni bir evrende ve dilde kuruluşuna şahit oluruz. Gezginin gözlem gücü, ülkelerin ve şehirlerin kuytuda kalan güzelliklerini sunma yeteneği, anlattığı hikâyelerin orijinalliği… Bunların hepsi tamam, zaten gerekli olanlar bunlar. Üzerine ne eklenirse bir gezi yazısı bilmediğimiz bir dünyayı gözlerimizin önüne açar? Gezginin bize her şeyi ama her şeyi anlatması, detaylarıyla tanımlayarak, görmediklerimizi yazı yoluyla hayal dünyamızda sıfırdan kurması mı? Yoksa bir şeyi anlatmanın yanı sıra o şeye kendi gözünü, bakışını (dozu da ayarlayarak) yerleştirmenin, üstelik kendine has bir yolunu bulması mı? Hele o bakışın içinden hayat da geçiyorsa, mesela biraz deneyimle, edebiyatla, biraz sanatla, biraz ironi ya da gerçek gülümsemeyle…

Sadece gitmediğimiz yerlerin bir dökümünü yapmak, gidemeyeceklerimize ya da ileride gitmeyi planladıklarımız hakkında fikir ve bilgi sahibi olmak için değil gezi yazıları. Sadece kendimize sakladığımız ya da saklayacağımız kimi hazlar için açık bir kaynak değil. Bir başkasının gözünden dünyayı izlemek gerçekten de eğlenceli. Kişisel deneyim alanına başkasının gözlemlerini, başkasının fikirlerini, başkasının akıl yürütmesini ve bilgisini dahil etmek, kişinin kendisini içinde var olduğu dünyaya başka ve her seferinde yeni bir şekilde açması demek. Başkaları ile iletişim kurarken, hatta o iletişimi başkası ile bizim algımız arasındaki farklılığı anlamak için (ve de onunla uzlaşmak için) kurarken kullanabileceğimiz çeşitli yollardan bir tanesi olabilir gezi yazısı okumak. Yolculuk dünyaya ve başkasına açılmaksa, gezi yazısı okumak da aslında aynı şey.

Peki neden dünyaya ve başkasına açılalım ki?
Çünkü dünya bizim görüşümüzden, bizim gözümüze göründüğünden ibaret değil. Çünkü bu dünyayı, şehirleri başkalarıyla paylaşıyoruz. Çünkü birlikte yaşamak gitgide güçleşiyor. Çünkü birlikte yaşayabilmek için kendi bedenimiz ve aklımız dışında var olanları da anlamak durumundayız. Başkasının dünyası ve başkasının o dünyaya bakışı bu haller içinde gayet işimize yarayabilir.

Ayrıca evimizi, yaşamımızı kurduğumuz ve gündelik hayatımızı geçirdiğimiz yerlerdeki hareketimiz sınırlı. Yani bir bakıma hayatımız da sınırlı. Yerimizden kalkıp gitmeyi sadece kendimiz için ve kendi hayatımızı daha da iyileştirmek adına isteyebiliyoruz. Ama yolculukta karşımıza çıkanlar bizi bu amacın bir adım ilerisine de götürebiliyor: Kendimizi tanımak. Bir başkasının kendisini nasıl, hangi deneyimlerle tanıdığına bakmak, bize de fikirler verebilir.

“Yolculukta kendinizi tanırsınız”

Kendisini öncelikle şair olarak tanımlıyor aslında Hollandalı Nooteboom. 1933 doğumlu, 17 yaşından beri yaptığı yolculukları da yazıyor; yolculuğun ne olduğuna bakıyor. Geçen sene bir konferans için geldiği İstanbul’da başka bir gezgin yazarla, Enis Batur’la buluştu. Sık yolculuk yapıyor, Mali ya da Zürih, ya da Gambiya, ya da İsfahan… Dünyanın şehirlerinde, dünyanın her haline, tohumlarına, tarihine bakıyor. Başkalarının oluşturduğu, başkalarının denetimindeki bir dünyayı yazıyor. Başkalarının kuşattığı şehirleri “sözcükleriyle kuşatmaya çalışıyor.” “Ne yapmanız gerektiği, neyi yapmamanız gerektiği ve neyi asla yapmamanız gerektiği”ni öğrenmenin bir yolu olarak yolcuğu görüyor. Burada gezmek sadece gezmek değil, gerçek olanla olmayanı birbirinden ayırt etmeye yarıyor.

Belki Gezginin Oteli’nde bu yaz gitmeyi planladığınız yerler yok. Gambiya listenizin başında olmayabilir ya da Venedik’i sonbahara ertelemişsinizdir. Ama dünyaya bakmanın yeni yollarını keşfetmek için bir kılavuz size mutlaka lazım olacaktır. Neye bakacağınızı değil nasıl ve neden bakacağınızı size söyleyen bir yardımcı, sizi yalnız bırakmayacak bir rehber. Onu şimdiden edinmeye bakın.

Gezginin Oteli
Cees Nooteboom
Çeviren: Süha Sertabiboğlu
Sel Yayıncılık

Yayınlanma tarihi: Temmuz 2008

Hiç yorum yok: